KUR’ÂN;
ŞU KİTAB-I KEBİR-İ KÂİNATIN BİR TERCÜME-İ EZELİYESİ,

VE ÂYÂT-I TEKVÎNİYE’Yİ OKUYAN

MÜTENEVVİ DİLLERİNİN TERCÜMAN-I EBEDÎSİ…” (25.söz)

Kâinat azim bir kitap gibidir, okunup anlaşılması gereken bir kitap…

Allah’ın Evvel, Ahir, Zahir ve Batın sıfatlarına haiz bir kitap…

Aynı sıfat ve sair isimleri sahip olup okuyacak,

sadece ve sadece, ancak Kur’an’dır…

Zira sınırlarını bilemediğimiz koca Kâinat,

Cenâb-ı Hakk’ın KUDRET kalemiyle yazılmış… Kudret sıfatını tanıtıyor, anlatıyor…

Kur’ân ise O’nun KELÂM sıfatından gelmiş olup,

kâinat kitabının,

sebep ve neticelerini, anlam ve hakikatlerini bize tercüme edip okuyor!..

“Kâinat mescid-i kebirinde Kur’ân kâinatı okuyor, onu dinleyelim.

O nur ile nurlanalım.

Hidayetiyle amel edelim.

Ve onu vird-i zeban edelim.

Evet, söz odur ve ona derler.

Hak olup Haktan gelip hak diyen

ve hakikati gösteren ve nuranî hikmeti neşreden odur!..” (7.söz)

Ve bu tercüme ise, ezelî bir tercümedir.

Çünkü diğer sıfatları gibi, Allah’ın kelam sıfatı da hem ezelî hem ebedîdir.

Öyle ya, Sultan-ı Ezel’in kudretini,

ancak Sultan-ı Ezel’in kelâmı ifade ve izah ile tanımlayıp, anlamlandırabilir…

Sizin için gökten su indiren O’dur.

İçecek su ondandır; hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de o su ile yetişir.”

(nahl,10)

ALLÂH, sizin için, o su ile ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler

ve her çeşit meyveleri bitirir.

Şüphesiz ki bunda düşünecek bir topluluk için büyük bir ibret vardır.”

(nahl,11)

Geceyi, gündüzü, güneşi ve ay’ı sizin hizmetinize O verdi.

Bütün yıldızlar da O’nun emrine boyun eğmişlerdir.

Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.”

(nahl,12)
“Senin Rabbin bal arısına şöyle vahyetti:

Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan kendine evler edin.

(nahl,68)

“Sonra meyvelerin hepsinden ye de,

Rabbinin (sana) kolay kıldığı yollara gir, diye ilhâm etti.

Onların karınlarından renkleri çeşitli bir bal çıkar ki,

onda insanlar için şifâ’ vardır.

Şüphesiz ki bunda düşünen bir millet için, büyük bir ibret vardır.”

(nahl,69)

“Göğün boşluğunda ALLÂH’ın emrine

boyun eğdirilerek uçuşân kuşlara bakmadılar mı?

Şüphesiz bunda inanan bir toplum için âyetler (ibretler) vardır.”

(nahl,79)

O’nun âyetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki,

sizi bir topraktan yarattı.

Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağılıp yayılan insanlar oluverdiniz.”

(rum,20)

Yine O’nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.” (rum,21)

Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile

dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da,

O’nun âyetlerindendir.

Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır.”

(rum,22)

Bab-ı Şefkat NUR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir